AYM’nin iptal kararı ne anlama geliyor? Olan biteni CHP’li Ocaklı’ya sorduk, ses getirecek bir iddia ortaya attı
Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne uyum çerçevesinde çıkarılan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin bazı maddelerini iptal etti. AYM’nin iptal ettiği düzenlemeler arasında Cumhurbaşkanı’nın rektör atama yetkisi ile Merkez Bankası Başkanı’nı görev süresi dolmadan görevden alma yetkisi de var.
CHP’Lİ OCAKLI: BU SİSTEMLE BU İŞ YÜRÜMÜYOR
Gündeme bomba gibi düşen bu gelişme sonrası Cumhuriyet Halk Partisi Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı, Haberler.com’dan Eymen Dursun’a çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının tartışılmaz olduğunu ancak iktidarın bu kararı uygulayıp uygulamayacağıyla ilgili endişelerinin olduğunu vurgulayan Ocaklı, “Eğer bu karar uygulanırsa eski Merkez Bankası Başkanının göreve iade edilmesi lazım. Bu da Erdoğan’ın yeniden yapacağı bir durum değil. Bu tartışmaları yeni bir anayasa ihtiyacına doğru evriltmek isteyeceklerdir. Sonuçta sorumlulukların bürokratlara bypass edildiği bir sistem var. Bu sitemle bu iş yürümüyor ve Türkiye bir bataklıkta” ifadelerini kullandı.
“ERDOĞAN GİDİN DEMİŞTİ, GİTTİK VE KAZANDIK”
Ocaklı, bu tartışmaların gündem değiştirmek için ortaya atıldığını belirterek “Recep Tayyip Erdoğan ‘Buyrun Anayasa Mahkesine gidin’ demişti. Gittik ve kazandık. Şimdi bu mahkeme kararlarını uygulanası bekliyoruz. Ama uygulayacaklarını düşünmüyorum, yeni bir yargı sorunu gelebilir” şeklinde konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı
“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE ZEMİN HAZIRLANIYOR”
CHP’li Tahsin Ocaklı, iktidarın bundan sonraki süreçte bu kararlara karşı anayasa değişikliğine gitmeye çalışacaklarını ve muhtemelen buna zemin hazırlayacaklarını kaydetti. Ocaklı, “Görev süresi dolmadan istifa ettirilen ya da bıraktırılan Merkez Bankası başkanlarının cesaretle çıkıp ‘Biz görevden alındık, görev süremiz tamamlansaydı bu sorunlar yaşanmazdı’ diyebileceğini düşünmüyorum. Bunların her biri Erdoğan’ın iradesinde olan insanlardı. Merkez Bankası yüzde 40 olan enflasyon hedefinin dün itibarıyla yüzde 75 olduğunu açıklayan merkez bankası başkanı kendi dönemlerinden sorumlu olduklarını ve daha öncesiyle ilgili yorum yapmak istemediklerini söyledi. Her dönemini bitiren, görevden alınan kendi dönemiyle ilgili bir değerlendirmeye katılmadığı gibi yeni gelenlerde eskilerden sorumlu olmadığını söylüyorlar. Bunu tek sorumlusu Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı sistemidir. Denetlemelerden uzak, Sayıştay raporlarına kapalı bir yönetim biçimiyle Türk ekonomisi sürdürülemez. Yeni bir modelleme yaptılar ve sermaye akışı oldu. Bunun 3’te 1’i yabancı sermaye, 3’te 1’i kurumsallardan, 3’te 1’i de bireysellerden girdi Türkiye’ye. Bunların ne olduğu bilinmiyor. Dövizle kredi vermeyi ayrıcalıklı olarak yapıyor. Daha önce nasıl kur korumalı ile yaptılarsa şimdi de döviz döngüsünü belli firmalara kullandırıyorlar. Onlar yüksek faizle Türk Lirası’na yatırıyor ve böylece gelir elde ediyorlar. Arada doğan farkı vatandaşın sırtına yüklüyorlar” dedi.
“AYM KARARININ UYGULANMASINI İSTEYECEĞİZ”
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Ocaklı, “Bizim şartlarımız tektir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve Anayasa da bizim kitabımızdır. Bu anayasada yazılı olan kararlara devletin bütün organları uymak zorundadır. Biz bu kararların uygulanmasını isteyeceğiz.” dedi.
MERKEZ BANKASI PERSONELİNE 250 BİN LİRALIK PARA MI DAĞITILDI?
Merkez Bankası’nın geçtiğimiz dönem “Performans maaşı” adı altında 2’şer maaş ve brüt 250’şer bin lirayı çalışanlarına dağıttığını ifade eden Ocaklı, “Sanki çok iyi bir iş yapmışlar ve Türkiye’yi 830 milyar kur korumalı mevduat zararına onlar neden olmamışlar gibi bir de performans ikramiyesi verdiler. Merkez Bankası’nı yönetemiyorlar. Yaklaşık 726 ton olması lazım bir altın rezervimiz var bizim. Bunun 500 küsür tonu Borsa İstanbul’da tutuluyor. 35 tonu Merkez Bankası’nda tutuluyor fakat yaklaşık 150 tonu İngiltere Merkez Bankası’nda döviz tutuluyor. Ne işi var altınların orada, bizim yerimiz mi yok? Türk parası değersizleşmeye, korumaya çalışmalarına rağmen de döviz yükselmeye devam ediyor. Kötü ekonomi politikalarını sürdürmeye inat ediyorlar. Bunların bedelini ödeyenler de asgari ücretliler ve emekliler. Basiretsiz bir ekonomi yönetimiyle kendilerini bir erken seçim bekliyor” diyerek konuşmasını noktaladı.